Kürtlerin Türkligü

Bugün Iran,Irak;Türkiye ve Suriye topraklarinda daginik olrak yasayan ve kendilerine "Kürt" adi verilen topluluklarin en azindan Türkler'in Anadoluya gelmelelerinden itibaren bin yili askin bir ortak tarihe , kültüre sahip olduklari bilinmektedir.Bunun yaninda cografi dagilimlari nedeniyle tamamen Türk konar-göçerleri ile ayni bölgede yasamislar hiçbirzaman Arap göçerleri ile karismamislar yada Iran içlerinde görülmemislerdir.Diger yanda yerli ve yabanci arastirmalarin ortaya kesin olrak koydugu gercek "Kürt" adi verilen bir irkin tarihte mevcut olmadigidir.Bunun yaninda dil,edebiyat,tarih,sosyoloji,folklor ve etnoloji arastirmalari bölge insanlari ile Türk Milleti'nin çok ortak yanlarini ortaya koymaktadir.

Bu cografi dagilim içinde yasayan topluluk batili bilim adamlarina göre dil bakimindan Kurmanç/Kurdaçi,Zaza,Kalhur cüz Luri olmak üzere dört ana lehçeye ayrilmistir.Kendi içlerinde daha alt seviyede böle agizi denebilecek bölümlere parçalanmislardir.

Antropolojik bakimdan böle halki üzerinde Batili bilim adamlarinca çesitli arastirmalar yapilmis ancak ortak bir irki yapi tespit olunamamistir.Dogu Bölgesi Kürt topluluklari "brafikisal" topluluklardir. Anadolu'da Adiyaman çevresindeki siterlerde kafatasi indisi 74-76 olan gruplara rastlanmaktadir.Yani bu gruplar dolikosefaldir.Bati gruplari brakisefal ve Türkmen tipindedir.

Görüldügü üzere ispati mümkün olmayan bir millet kurma çabasi,bölgede bir Kürt kimligi olusturmaya yönelik gayretler sözkonusudur.

Bir toplulugu millet haline geitrebilmek için kendilerine ait bir dillerinin olmasi gerekir.Dil olrak vasiflandirilabilecek yazili ve sözlü ifadeler huhuki,ilmi.edebi,teknolojik,sanat ve müzikle alakali terimleri ifade edebilmelidir.Egitim dili olabilmelidir.Edebi ürünlerinin olmasi gerekmektedir.Bu türden diller bölegesel olrak alt gruplarla ifade olunabilirler.

Kürt tarihi konusuda ilk ve yegane akla gelen isim Wiladimir Mirnosky'dir ki "Kürt meselesi" ile ilgilenen ilgilenen bilim adamlarinin hemen hemen tamami Mirnosky den etkillenerek onun yolundan gitmislerdir.

Minorsky'e göre hakiki kürtçe birçok dialektiklere bölünmüstür.Bunlar arasinda sadece Anadolu'da konusulan bir agiz olan zazaca,Mirnosky'e göre hakiki Kürtçe degildir. Ona göre ehakiki Kürtçe kabul edilen Farsça'nin muhtemelen Kuzey-Bati grubudur.Minorsky, çok eski kürtçe'nin bilinmedigini bir yandan ifade ederken günümüzde bölgede konusulan agizlarla Farsçayi mukayese etmeye kalkmakta ve dilbilimine tamamen ters düsmektedir.Gene Mirnosky ,eski Kürtçe'nin tek bir örnegini dahi bulunmadigi kabul etmekte,ancak aslinda olmayan fakat varsaydigi bu eski Kürtçe'nin ,Farsça'nin kuzey-bati grubuna ait oldugunu iddia etmektedir.Mirnosky'in içinde bulundgu tezatin baska bir örnegini de vermek mümkündür.Biryandan Kürtçe'nin varligini pesin olarak kabul eden Mirnosky,diger yandan günümüzde konusulan bölge agizlari ile modern Farsçayi karsilastirmis ve neticede fonetik/ses,lügat/exique, ve morfolojik/sekil bakimindan bütün Kürt dialektiklerinde farkliliklar tespit etmistir.Bu sonuç Türk bilimadamlarinin iddia ettigi gerçegi ortaya koymaktadir ki,Kürtçe diye bir dil mevcut degildir.

Günümüzde bölücü çevreler,bölge halki üzeride etkili olabilmek için bazi "mit"kurmak ihtiyacini duymuslardir. Bu amaç dogrultusunda 21 Mart Nevruz bayrami,Kürt bayrami olarak propaganda edilmeye baslanmis ve bayramin menseide gene,Iran efsanesindeki Zalim Dahhak ve Demirci Kava'ya dayandirilmistir.Ancak bölücü unsurlarin unuttuklari bir gerçek Demirci Kava'nin Dahhak'in zulmünden halkini kurtardigi ve "iyd-i Kürd yani Kürt bayrami", yilbasi,21 Mart Nevruz günü olmayip Agustos ayinda idi.Gene günümüzde "Kürt Bayragi" olarak gösterilemeye çalisilan bezdeki renkler yesil,fes kirmizisi ve sari olup ,bu iranlilarin zerdusluk inanci ile ilgilidir.

Görüldügü üzere bir kürt milletinden söz etmek ilmen imkansizdir çünkü böyle adlandirilan bölge insani millet vasiflarini tasimamaktadir.

Son olarak noktayi yukaridaki ilmi gerçeklerinde destekledigi Atatürk dönemidende lise son siniflarinda okutulan "Cografya Ders Kitabi"(1)nda devlet politikasi açik ve seçik olrak ortaya konmustu.Kitaptan yaptigimiz alintilar Atatürkün Milli politikasini ve bizimde düsüncemizi ortaya koymaktadir."Türkiye bugün yalniz Türklerin yerlesmis oldugu araziden mürekkeptir. Türk olmayanlar ,Türklüge yabanci olanlar vatan haricinde kalmis yada çikartilmis,bu suretle milli birlik temin edilmistir.Fakat birçok Türk vatandasimizda Lozan muahedesi'yle çizilen yeni hudutlarimiz haricinde kalmistir.Türkiye'de ekaliyet teskil eden unsurlar Rumlar,Ermeniler ve Museviler'den ibarettir.Sarki Anadolu'da Iran ve Kafkas hudundan Uzunyayla ve Sivas havalisine kadar uzanan sahada pekçok asiret vardir.Bazi vilayetlerde asiret halki nüfusun %85'ini teskil eder.Bu asiretlerin büyük bir kismi Türkçe konusur.Bunlar aslen Türk olduklari halde uzan bir zaman arap ve Iran medeniyetlerinin tesiri altinda kalarak lisanlarini,adat ve an'anelerini kaybetmislerdir."